Herkese merhaba dünyanın en güzel insanları! Kasım ayında katıldığım son etkinlik, 25 Kasım’daki YGA Zirvesiydi. Bu yazımda amacım sadece zirvede ne yaptığımdan söz etmek değil, aynı zamanda YGA‘yı anlatmak. Başvuru süreci, zirveye katılım ve sonrası hakkında bilgilendirmek istiyorum sizi. Çünkü YGA, ülkemizde gençlere yönelik en faydalı ve anlamlı bulduğum organizasyonlardan biri, hatta bence en iyisi. 

Her şeyden önce YGA ile nasıl tanıştığımı anlatmak istiyorum. Ben YGA ile ilkokul öğrencisiyken tanıştım, Nusaybin’de yürüttükleri bir eğitime katılmıştım fakat o zamanlar tabii ki YGA’nın ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu, sonrasında da öğrenme fırsatım olmadı. Daha sonra lisede ve üniversitedeyken, internette sık sık karşıma YGA’nın inovasyon projelerinin tanıtımı çıkmaya başladı. YGA’nın başvurulan ve projeler üretilen bir yer olduğunu az çok anlamıştım ama tabii ki sadece bu değildi. Ne olduğunu tanımam, Bursa Gökyüzü Gözlem Şenliği maceramızı anlattığım yazımda da söz ettiğim YGA’lılarla tanışmam ve onlarla iki gün geçirmem sayesinde oldu. Biz Bursa’ya gitmeden önce benle iletişime geçen ve Bursa’da atölye açmak istediklerini söyleyen Berk ile tanışmamız, hayatımda çok şey değiştirdi. Bursa’da bize YGA’dan daha detaylı söz etti ve başvurmamızı önerdi. Döner dönmez detaylıca araştırmaya ve başvurumu hazırlamaya koyuldum ben de…

Şimdi gelelim YGA’nın ne olduğuna ve ne yaptığına. Açılımı “Young Guru Academy” olan ve “Genç Liderler Akademisi” anlamına gelen YGA; büyük işler yaparak Dünyayı değiştirme ve iyileştirme potansiyeli olan gençlere bunu nasıl yapacaklarını büyük işler yapan insanlardan koçluk alarak öğrenmelerini sağlayan bir liderlik okulu. Burada yetişen liderler, gelecekte büyük işlere liderlik etmek için hazırlanmış oluyor. YGA’nın ana hedefi; çift kanatlı olmak ve birlikte başarmayı öğretmek. Bu iki noktayı açmak istiyorum; yükselmek için kullanılan iki kanattan birini YGA “donanım“, diğerini ise “vicdanlı olmak” olarak tanımlıyor. Donanım, üzerinde ilerlediğiniz işte yeterli bilgi birikimine sahip olabilmek, vicdan kanadı ise bu bilgi birikimini anlamlı ve vicdanlı bir şekilde kullanmak demek. Bu ikisini aynı anda kullanarak yükselmek, Dünyayı iyileştirecek işlere imza atılması için gereken ana faktörlerden biridir. YGA’ya giren gençler hem eğitiliyor, hem de birlikte inovasyon projelerine imza atıyor. YGA’lı gençlerin tasarlayıp üretime sunduğu projeler bir çok ödül almış bu güne kadar. Tüm projelere buradan bakabilirsiniz.

Birlikte çalışmayı ve birlikte başarmayı öğretmek YGA’nın geliştirmek için en çok çabayı sarf ettiği nokta. Gençlerin bencillik değil bensizlik ile çalışmasının ve bireysel değil takım başarısının önemini lider adaylarına aşılıyor. Bu noktalar doğrultusunda YGA’da eğitim almaya hak kazanan öğrenciler birlikte sosyal inovasyon projeleri üretip hayata geçirerek, Türkiye’de en dezavantajlı bölgelere en son teknolojiyi, bilimi ve inovasyonu götürüyor. Büyük şirketlerin CEO’ları ve Yönetim Kurulu üyelerinden, Dünyanın en iyi üniversitelerinde çalışan Türk akademisyenlere kadar birçok başarılı mentor ile kamplara katılıp bu süreç için eğitiliyorlar. Gençlere bu kamplarda eğitim verenler “Hayal Ortağı” olarak adlandırılıyor. Hayal ortakları arasında Aziz Sancar, Doğan Cüceloğlu, Hüsnü Özyeğin, Mehmet Toner, Faruk Eczacıbaşı, Ali Koç gibi isimler var; hepsini saymak istedim ama listenin çok uzadığını fark ettim o nedenle tüm hayal ortaklarını buradan öğrenebilirsiniz.

Bu öğrenciler her sene internet üzerinden alınan başvurular ile seçiliyor. Fakat seçim tek aşamayla yapılmıyor tabii. Öncelikle her sene düzenlenen YGA Zirvesi’ne katılmak için başvuruyorsunuz. Bu başvuru formunda 7-9 adet arası soru bulunuyor ve sizi anlamak, tanımak için sorulmuş sorular oluyor. Bazı sözleri, videoları veya görselleri yorumlamanız isteniyor. Ardından kendiniz ile ilgili sorular yer alıyor. Bu formu YGA Mezunları değerlendiriyor ve Lise + Üniversite kontenjanı toplamda 2500 kişi olacak şekilde seçim yapılıyor. Bu kişiler yine YGA’nın web sitesinde duyuruluyor ve zirveye katılım hakkı kazanmış oluyorlar. Bu sene ben de bu aşamayı geçerek zirveye seçildim.

Zirveye katılımınızı onayladığınızda belli bir bağış ücreti ödüyorsunuz, bu ücret bu sene 30 liraydı. YGA bu süreçte hem ulaşımınızı, hem de zirve günü kahvaltı ve öğle yemeğinizi karşılıyor. (Ama siz yine de yanınıza yiyecek bir şeyler götürün, veya kahvaltı sandviçlerinden fazladan bir tane rica edin. Tüm günün temposunda iki öğün yetmeyebilir.) Katılımınız onaylandıktan sonra ulaşım seçenekleri çıkıyor karşınıza; Türkiye’nin her ilinden kalkan YGA otobüslerinden birine binebilir veya ikinci seçenek olarak ulaşımınızı kendiniz sağlayabilirsiniz. İkinci seçeneği seçip kendiniz giderseniz bilet ücretinizi yine YGA karşılıyor. Ben ilk seçeneği işaretledim ve ardından gelen bir mail ile otobüs sorumlumuzu öğrendim. Zirve otobüslerini YGA gönüllüleri koordine ediyor ve sizinle onlar iletişime geçiyor. Zirveden önceki gün bulunduğum ilden katılanların olduğu bir WhatsApp grubuna dahil edildim ve zirveden önceki gece ise hepimiz otogarda bir araya gelip tanıştık. Bizi almaya gelen otobüs bizden önce çevre illerdeki katılımcıları almıştı, bizden sonra ise başka bir şehre uğramadan İstanbul’a doğru yola çıktı. Ayrıca zirveye çok az kala gelen son maillerden birinde, ezberlememiz için bir şarkı vermişlerdi; MFÖ‘den Adımız Miskindir Bizim şarkısını hep beraber söyleyeceğimizi yazmışlardı. Daha gitmeden içim ısınmıştı ve heyecanım her gün katlanıyordu.

Sabah 6 civarı İstanbul’a, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ne ulaştık ve girişlerin başlamasını bekledik. Bu esnada otoparkta tüm şehirlerden gelen otobüsler toplanmıştı, bazıları üniversitelerden kalkmıştı ve orada diğer illerden katılma hakkı kazanan arkadaşlarımı buldum; İrem, İlayda ve Giray. Future Science Team’den Merve ve Esra da gelmişti ama gün içinde onları bulmak bayağı zor oldu.

Saat 9’da bize mail ile gönderilen kodu göstererek içeri girip, yaka kartlarımızı ve çantalarımızı aldık. YGA bu konuda çok düşünceliydi, çantalarda ihtiyacımız olabilecek her şey vardı. Su, yemek fişimiz, çikolata, bileklik, zirve defterleri ve kalem. Ayrıca kapağında Aziz Sancar’ın olduğu bir defter de vardı; bu defterde sağ tarafta Aziz Sancar’ın Liderlik Kampında öğrencilere söylediği sözler yer alırken sağ taraflar bizler dolduralım diye boş bırakılmıştı. Zirve defterinde de her sayfada zirve konuşmacılarının tanıtımı ve fotoğrafı yer alıyordu. Bu defterin de her sayfasında bizim notlarımız için boş bırakılmış yerler vardı. Verilen kalem YGA’nın bir projesine aitti; kalemin ucunda bir ağaç tohumu yer alıyor ve o kalem bittiğinde toprağa gömersek filizleniyormuş.

Çantamızı aldıktan sonra kahvaltı için alt kata indik ve kahvaltıdan sonra salona girişler başladı. Çok fazla kalabalık olduğu için salona girmemiz uzun sürdü ama şükür ki giriş yaptığımız katta oturacak yer bulduk, çünkü Zorlu PSM’de sahne katının üstünde iki balkon katı var.

Zirvenin başlamasını beklerken ekranda tanıtım ve proje filmleri gösterildi. O an herkesin “ben de orada yer almak, bu projelerde çalışmak, bu kamplara katılmak istiyorum” dediğinden eminim. En azından çoğunluk böyle demiştir. Bu tanıtım filmlerini siz de YGA’nın YouTube kanalından izleyebilirsiniz. (Ben en çok “Yaman’ın Hikayesi“nden etkilenmiştim.)

Zirve harika bir performans ile başladı. Buraya da eklemek istiyorum;

İlk konuşma YGA’nın başkanı Asude Altıntaş ve başkan yardımcısı Sadık Ünlü’nün konuşmasıydı. YGA’ya girme ve bu günlere gelme hikayelerini, yaşadıkları değişimi ve kazanımlarını anlattılar. Ardından çok değerli konuşmacılardan gerçekten çok önemli şeyler dinledik ve çok büyük dersler aldım. Tüm konuşmacılardan tek tek kısaca söz etmek istiyorum; belki siz de izlemek istersiniz diye konuşmaların YouTube linklerini bırakacağım.

  • Açılış konuşması ardından YGA’yı en güzel tanımladığı düşünülen hayal ortağı Serdar Turan sahneye çıktı. Serdar Turan, Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmenidir. Konuşmasını buradan izleyebilirsiniz.
  • Ardından Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu‘nu dinledik. Kendisi konuşmasında veri biliminin geleceği inşa edeceğine değindi ve Turkcell’in bu alanda yaptığı ilklerden, yeniliklerden, verdikleri online eğitimlerden söz etti. Kendi verimizi işlememizin ve üretmemizin önemine sık sık vurgu yapan ve Türkiye için kurduğu hayallerden söz eden Kaan Terzioğlu’nun konuşmasını buradan izleyebilirsiniz.
  • Sahneye görme engelliler için çalışılan Hayal Ortağım ve geliştirilen “We Walk” projesinin mutfağını anlatmak için YGA Görme Engelli proje liderleri Kürşat Ceylan ve Can Kavanoz çıktı. Hayal Ortağım projesine buradan, akıllı baston We Walk‘a da buradan göz atabilirsiniz. Hayal Ortağım, rol model görme engelli liderler yetiştirmeyi ve onların dünyada ilklere imza atmasını amaçlar.
  • En çok etkilendiğim konuşmalardan biri de Kerim & Selim Altınok‘un konuşması ve hayat hikayeleriydi. Duygularımı ifade etmek ve bunu hissetmenizi sağlamak için çabalamak yerine, vakit bulduğunuz ilk an konuşmalarını bu linkten izlemenizi öneriyorum. Böylesi daha verimli ve faydalı olur. Hem çok başarılı, hem çok sempatik hem çok ilham verici bu iki insanı tanımayanlar, tanımış olur.

Bu konuşmadan sonra öğle arası verildi. Herkes yemek yemeye giderken ben sabahtan beri aradığım ama bulamadığım YGA’lı arkadaşlarım Berk, Atakan ve tanışıp bir türlü yüz yüze görüşme fırsatı bulamadığım Efraim‘i aradım. Berk ve Efraim inanılmaz yoğundu ve koşturuyordu, bu nedenle ne kadar görüşmek istesem de arayıp meşgul etmedim, onun yerine We Walk standını ve orada duran Atakan’ı aramaya başladım. Fuaye alanını bulmam tüm öğle aramı almış olsa da sonunda Atakan’ı gördüm, kocaman sarıldık ve enerjim ikiye katlandı. Atakan bir YGA Mezunu ve şu an lise öğrencisi, kendisiyle çok önceden Berk aracılığı ile tanıştık ve en yakın arkadaşlarımdan biri oldu. YGA’lı tüm arkadaşlarım hakkında aynı şeyi düşünüyorum, hep “iyi ki tanımışım” diye düşünüyorum ve bana çok iyi geldiklerini hissediyorum. Kim bilir onlar gibi YGA’lı olduğumda neler olacak… 

Sonraki konuşmaları kaçırmamak için Atakan’dan hemen ayrılmak zorunda kaldım, çünkü kapılar kapandıktan sonra salona giriş yapamıyorduk. Zorlu PSM çok büyük bir yer olduğu için fuaye alanı ve salon girişi arası zaten fazlaca vakit alıyordu.

Konuşmalara geri dönelim;

  • Konuşmalardan önce DefRap’ten işitme engelliler için işaret dili ile rap performansını izledik ve onlara eşlik ettik. Çok zevkliydi gerçekten, onu da buradan izleyebilirsiniz.
  • YGA 3. Başkanı Gökhan Meriçliler ile FIBA Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin‘in panelini dinledik. Siz de buradan izleyebilirsiniz.
  • Ardından YGA’nın kurucusu Sinan Yaman sahneye çıktı ve sanırım en verimli bulduğum konuşmalardan birini yaptı, çünkü YGA yolculuğuna kurucusu olarak en çok hakim olan kişilerden biri kendisi. En önemli notlarımı sonda paylaşacağım, fakat siz de kendisini dinlemek isterseniz buradan konuşmasını izleyebilirsiniz. Biraz uzun ama kurucu olduğu için kimse ona bir şey diyemez.
  • Zirveden sonra sosyal medyada en çok ses getiren panel olan YGA Mezunu Ömer Görgülü ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç panelini dinledik. Hala izlemediyseniz buradan izleyebilirsiniz. (Yorumlar Fenerbahçe taraftarı dolu ama şimdiden söyleyeyim.) Gerçekten etkileyici bir konuşmaydı.
  • Aradan sonra sahneye Dicle Olcay çıktı ve bir müzik şöleni ile karşılaştık. İçimizi kıpır kıpır eden performansı buradan izleyebilirsiniz.
  • Sıra CNNTurk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş ve MIT & Harvard’da Professor Mehmet Toner’in panelindeydi. Mehmet Toner’i dinleyeceğim için zirve öncesinde bayağı heyecanlanıyordum. Bu konuşmayı da izlemek isterseniz, buradan izleyebilirsiniz.
  • TAV Havalimanları CEO‘su Sani Şener‘in girişimcilik ruhu temalı konuşmasını buradan izleyebilirsiniz.
  • YGA’nın geliştirdiği Piri uygulamasının kurucu ortağı Tülin Yücel‘in, Coca Cola eski uluslararası yönetim kurulu başkanı Ahmet Bozer ve NEF Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur ile panelini buradan izleyebilir, sesli tur rehberi uygulaması Piri’yi de buradan inceleyebilir ve indirebilirsiniz.

Burada ara verildi. Arada stantları gezdim; YGA’nın birçok projesi sergileniyordu ve aynı zamanda farklı firmaların çok ilginç stantları vardı. Yapı Kredi standında kostümler giyip 180 derece freezeshot fotoğraf çekindik! Game of Thrones tahtında da öyle. Keşke tüm stantları gezebilseydim. Ayrıca aralarda hayal ortakları da fuaye alanında oluyordu ve onlarla sohbet edebiliyorduk ama ben böyle bir fırsat bulamadım.

Aradan sonra, zirveden önce ezberleyip gelmemizi söyledikleri “Adımız Miskindir Bizim” parçasını hep beraber söyleyecektik. Müzik girdi, biz hep beraber eşlik etmeye başladık ki bir de ne görelim?! Sahneye MFÖ çıktı! Herkes çok şaşırmıştı ve inanılmaz heyecanlanmıştı. Hele ben!

Mazhar & Fuat & Özkan da konuşma yapacaktı, harika bir sürpriz olmuştu. Gözlerimizden kalpler fışkırarak dinledik. Bu konuşmayı ve sürprizi de buradan izleyebilirsiniz.

Mazhar Fuat ve Özkan'ın zirve sahnesinde bir fotoğrafı var. Üzerinde "Yıllar geçtikçe Birlikteliğin güzelliğini keşfettik. Ben demenin bir hayrını görmedik." yazıyor.

“Yıllar geçtikçe Birlikteliğin güzelliğini keşfettik.”

  • Bu enerjiyle sonraki konuma başladı. Sahneye daha önce tanımadığım, bilmediğim bir hayal ortağı çıktı; AGT Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Söylemez. Zirvede en çok sevdiğim konuşmalardan biri bu oldu. Hatta not defterim en çok bu konuşma esnasında doldu. Bu konuşmadan öğrendiklerimi o kadar sık dillendiriyorum ki Berk ikide bir “Copyright by AGT” diyor… Mehmet Söylemez’in konuşmasını buradan dinleyebilirsiniz. (Arkadaşlarım ne kadar gıcıklık yapsa da Mehmet Söylemez’i gerçekten çok sevdim ve kendisine çok ısındım.)
  • Son konuşma YGA girişimlerine büyük destek veren Vestas CEO’su Olcayto Yiğit‘in konuşmasıydı. Buradan izleyebilirsiniz.

Eveet. Tüm konuşmaları konularına ve sıralarına göre yazdım. Sonra birileri “yine çoook uzun yazmışsın” diyecek biliyorum ama işinize yarar diye yazdım hepsini. Bu kadar vicdansız olmayın lütfen işsizlikten yazmıyorum ben bunları belki ilginizi çeken konuşmayı seçer izlersiniz. Sizin için yani.

Kapanışı yine Dicle Olcay yaptı. Bu sefer performansı sonunda bizim Bursa Gökyüzü Gözlem Şenliği’nde Berk’ten öğrenip hep birlikte söylediğimiz Yunus Emre dizlerini seslendirdi. O an Berk dahil zirveyi düzenleyen tüm YGA Gönüllüleri sahneye geçti. Çok duygusal bir andı, yaklaşık 50 kişi bu koca organizasyonu hep beraber harika bir şekilde gerçekleştirmişti. Berk’i o gün ilk kez sahneye geçerken gördüm, parça bitince tam kendisine mesaj atacaktım ki onun bana yazdığını gördüm. Salon boşalırken sahneye koşmaya başladım bu yüzden, kalabalıkta yok olmamam mucizeydi. Koca günün ardından sonunda Berk ile görüşebildik ama o da 10 dakika sürdü çünkü benim dönüş otobüsüm en erken kalkan otobüs olacaktı ve otobüs sorumlumuz toplanmamız için mesaj atmıştı.

Berk, ayaküstü konuşurken Efraim’i aradı, “Koş koş koş Berfin gidiyor” dedi ve onca işinin içinde Efraim‘i yanımıza çağırdı. (Asla pişman değil.) Aylarca ismini duyduğum ama asla göremediğim Efraim’i o an 1-2 dakikalığına da olsa gördüm ve konuşunca onun gerçekten var olan biri olduğundan emin oldum. Şehir efsanesi değilmiş. 😀 Çıkarken kapıda Atakan’ı da tekrar görme şansım oldu, eğer hayat bizi o kapı önünde tekrar bir araya getirmeseydi o kalabalıkta Atakan’ı asla bulamazdım zaten. Onlarla vakit geçiremeden ayrıldığım için biraz buruk ayrıldım ama bir buluşma ayarlayacağımıza dair sözleştik. Zaten üçü de görevli olduğu için çok yorulmuştu ve bunu tahmin ettiğim görüşme umudum bile yoktu. Görüşmemiz kısa da olsa beni çok mutlu etti.

Harika bir günün ardından otobüse binmiştim, tüm yorgunluğuma ve uykusuzluğuma rağmen uyuyamadım çünkü çok dolu ve eğlenceli bir gün geçirmiştim. Yol boyunca notlarımı okudum, yaka kartımı izledim, yolu izledim, düşündüm… Gerçekten YGA’nın içinden biri olmak istiyordum.

Zirveden sonra YGA Gönüllüsü olmak isteyenler için ikinci eleme zirveden bir hafta sonra yine online olarak başlıyor. Bu elemeye katılmak için ilk aşamayı geçmek ve zirveye katılmak zorunlu (zirveye seçilip gidemeyenler, online olarak izleme şansına sahip.) fakat zirveye gelen herkes bu ikinci elemeye katılma konusunda özgür. Ben ikinci eleme formunu da doldurdum; bu sefer sorular zirve deneyimlerimiz ile ilgiliydi. Bu aşamayı da geçen 1000 kişi, yüz yüze mülakatlara çağırılacak. Bu mülakatlara katılmaya hak kazananlar 2 Ocak’ta açıklanıyor ve ben heyecandan yerimde duramıyorum…

Şimdi dönüş yolu boyunca tekrar tekrar okuduğum ve o günden beri günlük hayatımda gözle görünür bir değişikliğin temelini atan, hayatıma ve kendime olan bakışımı değiştiren notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Her gün kendinize, ‘Bugün hayatımın en güzel günü ve yarın daha güzel olacak.’ diyin. “
-Serdar Turan
“Biz zaferden değil, seferden sorumluyuz. Seferi güzel yapınca zafer de geliyor.”
“Bir insanın kendisi için yapabileceği en güzel şey, bir başkasına yardım etmektir. “
“Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen, bizdendir. -Ahi Evran” 

-Kerim & Selim Altınok

“İnsanın içinde iki köpek yaşar. Biri iyi, diğeri kötü köpek. Hangisini beslerseniz, o kazanacak. “

“Başarı, başarıda kibir, başarısızlıkta ümitsizlik tuzağına düşmemektir. Başarıda kibirden, başarısızlıkta ümitsizlikten kurtaran insanlarla çevreleyin kendinizi. “
“Sen sana ne sanırsan,
Ayruğa da onu san.
Dört kitabın manası,
Budur eğer var ise.
Yunus Emre”
(“Sen kendin için başkasından ne beklersen, başkası için de onu eyle”) 

“İnsanların içindeki sevgiyi, sevgiyle uyandırmalı.”

“Kendine güvenen insan ve öz güvenli insanın farkları: Kendine güvenen insan başkalarını kıskanır. Krediyi onun alması önemlidir. Geri bildirimlerde aşırı hassasiyet ve alınganlık gösterir. Sen – ben kavgasındadır, güvende hissetmez. Öz güvenli insan ise kendini güvende hisseder, insanlara güvenir. Geri bildirimleri birer gelişim fırsatı olarak görür. “

“Zenginin fakire, bilgenin cahile, şükredenin şikayet edene borcu var.”

“Biz YGA’ya hayali olanları alıyor, birlikte hayal kurabilenlerle devam ediyoruz.”

Sinan Yaman – YGA Kurucusu

“Akıntıya kapılıp herkesin düşündüğünü düşünmeyin. Kutu dışına çıkın, kendi başarı kavramınızı yaratın.”

Ali Koç

“Bilim, meraklı insanın hakikat yolculuğudur.”

Mehmet Toner

“Bir insanın bir şeyi yapabilmesi, sizin daha iyisini yapabileceğinizin kanıtıdır.”

Erdoğan Aktaş

“‘Hayat, bir konferansla, bir seminerle değişmiyor; doğru insanların hayatınıza girmesi ile değişiyor.’ dedik. Peki kimdir bu doğru insan? Onları bulmak için kendinize şu üç soruyu sormalısınız; Onu beklerken heyecanlanıyor muyum? Onunlayken coşkulu muyum? Ondan ayrıldıktan sonra geliştiğimi hissediyor muyum? Bu sonuncusu en önemlisi.”

“Hayatınızın en güzel günü bugün. Yarın ise daha güzel olacak.”

“Sürekli ‘çok iyisin’ dediğin insan ilerleyemez. Sevgi; karşısındakinin gelişmesine yardımcı olmaktır.”

Mehmet Semih Söylemez

Posted by Berfin Dağ

"Evren kadar atomdan oluşan ve evrende bir atom kadar olanım."

6 Yorum

  1. Çok açıklayıcı ve ilham verici bir yazı olmuş Berfin seni kutluyorum,
    İlk iş Üniversite hazırlıkta olan oğluma yazıyı okutacağım,
    Senin gibi bilinçli ve çalışkan ufku geniş gençler olduğunu bilmek beni ümitlendiriyor,
    İyi ki seni tanımışım diyorum
    Yolun açık olsun
    Sevgiler

    Cevapla

    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz beni çok mutlu etti. :’)
      Oğlunuza da başarılar diliyorum ve YGA ilgisini çekerse başvurmasını öneriyorum.
      Çok teşekkürler tekrar,
      sevgiler…

      Cevapla

  2. Berfin selam, bende bu sene kabul edildim birkaç gün içinde gideceğim, YGA ile benimde çalışma olanağım olmuştu ve zirve içinde çok heyecanlıyım. Sana bir sorum olacak çünkü emin olamadım, şimdi İstanbul dışından katılacağım ama YGA otobüsü yok malesef ve katılım onayı içinde kendi imkanlarımla gelirsem karşılanmayacak yazıyordu ama sık sorulan sorularda da biz biletinizi getirirseniz masrafınızı karşılayacağız diyordu.

    Sana sorum şu, şimdi normal bir uzun yol otobüsüyle geldiğimde biletimi göstersem masrafı karşılarlar mı? Cevaplaman benim için çok önemli teşekkür ederim şimdiden

    Cevapla

    1. Merhaba, evet. Otobüs biletinizi veya satın aldığınızda aldığınız faturayı götürmeniz yeterli. Masraflar karşılanıyor.

      Cevapla

  3. Merhaba yaızını okudum çok güzel fakat benim aklımı kurcalayan birşey var bu sene yga ya katıldım bende fakat sürekli yunus emre üzerinden giden bir akış söz konusu. Ciddi anlamda merak uyandırdı bende önceki yıllardaki konuşmaları da dinledim hep yunus emre alıntısı. Nedeni ne bilgin var mı? Yunus Emre elbette muhteşem bir deha saygı duyuyoruz ve yolundayız fakat sanki bunu bir sembolleştirme var gibi hissettim? ne düşünüyorsun bu konuda saygılar

    Cevapla

    1. Bana da öyle geliyor, bazı şeyleri çok fazla tekrarlıyor ve her zirvede tekrara düşüyorlar ana fikir olarak. Neredeyse tamamen tasavvuf üzerine kurulu bir fikir olduğunu düşünmek üzereydim. Bir şeyler var ama ne, ben de tam olarak bilmiyorum. 🙂

      Cevapla

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir