Yazar: Frans De Waal

Merhabalar 45 derece sıcaklara rağmen tatile çıkmamış, karpuz-peynir-dizi-film-kitap‘çılar ve merhaba ülkenin kıyı şeridini işgal etmiş deniz-kum-güneş‘çiler! Size de merhaba derslere devam eden yaz okulu öğrencileri.

Bu yaz okuyabileceğiniz kitap önerilerine Bonobo ve Ateist ile başlayacağım fakat ilk defa bir kitap hakkında aklıma uzuuun uzun yazacak bir şey gelmiyor. Bu kitabı beğenmemiş olmamdan değil, aşırı beğenmiş olmamdan ve şiddetle öneriyor olmamdan kaynaklı. Direkt bulup okuyun demek istiyorum ama bir yandan da kitaptan söz etmek istiyorum. Sanırım doğru olan, ikincisini yapmak.

Bu yazımda söz edeceğim Bonobo ve Ateist kitabı, etrafta kapağındaki “ateist” yazısını görünce tuhaf bakışlar altında kalmanıza veya bazı eleştiriler duymanıza neden olabilir. Ancak en baştan söylemem gerekiyor ki, kitapta tahmin ettiğiniz gibi ateizm üzerine argümanlar tartışılmıyor. Aksine, neo-ateistler diyebileceğimiz yeni, popüler ve radikal ateistler bile yer yer eleştiriliyor. Bu tarz (ateizm temelli) bir kitap arayanlar için de söylüyorum bunu, ateizm üzerine düşünmenizi sağlayacak başlıklar içermiyor fakat kesinlikle okurken zevk alacaksınız.

Kitabın ismine gelirsek;  yazar ateist bir primatolog olduğu için, bonobolar ile aynı ortamda bulunurken yaptığı gözlemlerden söz ediyor. Yani kitap ismindeki “Ateist”, kitabın temel konusu değil; anlatıcı, yani yazar. Ha, din-bilim ilişkisini sıkça ele alıyor ve tam anlamıyla objektif ve doğru bir şekilde ele alındığını düşünüyorum. Yani size kendi görüşünü dayatan bir kitap değil, araştırmaları ve gözlemleri objektif bir gözle sunan bir kitap.

Kitabın tanıtımında yer alan yazı şu şekilde;

İçimizdeki Maymun’da insan doğası hakkındaki ön yargıları altüst eden De Waal, bu kez gözlemlerini evrimci biyoloji ve ahlak felsefesi bağlamına taşıyarak eşsiz bir argüman inşa ediyor. İnsan ahlakı denilen şeyin gökten zembille inmediğini, “içten geldiğini” savunuyor: “Ahlaki davranış ne dinle başlamıştır, ne de dinle biter; evrimin ürünüdür.”
Hayvanlarla aramızdaki bağlar üzerinde duran De Waal, ahlakımızı aşağıdan yukarı doğru açıklamaya çalışıyor. Dinin ahlak üzerindeki rolünün sonradan gelen bir rol olduğunu, işbirliği ve empati gibi doğal içgüdülerimize ek olarak ortaya çıktığını öne sürüyor. Ve bu bağlamda, günümüzde dinin toplumun işleyişi açısından nasıl bir rol oynadığını sorguluyor.

Frans De Waal, ömrünü şempanze ve bonoboları ve davranışlarını araştırmaya adamış bir primatolog, etolog ve psikolog. Yıllarını primatları inceleyerek geçirmiş ve bu canlılardaki ahlak temelleri üzerine araştırmalar yapmış. Kitapta “Ahlak” kavramını en temelinden başlayarak incelemeye başlıyor ve harika noktalara değiniyor. Ayrıca empati, faydacılık ve özgecilik kavramlarını da detaylıca ele alıyor. Şunu söylemeliyim ki, okurken zevk almadığım tek bir sayfası bile olmadı. Özellikle ahlak temellerinden, dinin temellerinden ve dindar toplumların evrim algısından söz ettiği bölümlerde elimden fosforlu kalemleri düşüremedim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kitap genel olarak bonobo türünün yaşam tarzını ele alarak aslında ahlak düzenine sahip tek tür olmadığımızı gösteriyor. Bonobolar, en yakın akrabalarımız olan dört büyük maymun türünden (şempanzeler, bonobolar, goriller ve orangutanlar) biridir. 1960’lara kadar evrim ağacında bizim, yani modern insan türünün maymun türlerinden ayrı kendi dalı vardı. Ancak daha sonra oluşturulan DNA temelli ağaçlarda insanlar, gorillere ve orangutanlara nazaran şempanzelere ve bonobolara daha yakın bir konumda yer almaya başladı. Yani; şempanzeler ve bonobolar birbirlerine çok yakın akraba olmakla birlikte, ikisinin ortak atası da insanın en yakın akrabasıdır. Yolumuz önce orangutanlarla ayrıldı, daha sonra ise (bayağı bir zaman sonra) gorillerle ayrıldık. Sonra da bonobo ve şempanzelerin ortak atası ile ayrıldık. Biz modern insana doğru gelirken diğer tarafta şempanze ve bonobolar da birbirinden ayrıldı ve yollarına yarı iki tür olarak devam ettiler. Bizim direkt şempanze dediğimiz tür aslında şempanze cinsini oluşturan bir alt tür olan Pan Troglodytes (adi şempanze). Bonobo olarak adlandırdığımız tür de şempanze cinsinin diğer alt türünü oluşturan Pan paniscus‘tur. Yani ikisi de şempanze, ama biz şempanze ismini daha çok Pan Troglodytes için kullanıyoruz. Ne de güzel anlattım.

Toplumsal olarak olarak daha barışçıl, daha yapıcı ve eşitlikçi bir tür olmaları da bonoboları bize yakınlaştıran bir nokta fakat gündelik yaşamlarında onları bizden ve diğer maymun türlerinden birazcık ayıran bir şey var; cinsel aktiflikleri. Neredeyse her sorunu cinselliğe başvurarak çözebiliyorlar ve bunu sadece karşı cinsle değil, hemcinsleri ile de yapıyorlar. Birini sakinleştirmek için veya arkadaş olmak için hatta ve hatta selamlaşmak için bile seks yapmaya çalışıyorlar. Cinselliğe sadece üreme için başvurulmuyor, cinsellik onlar için bir yaşam tarzı diyebiliriz. Fakat her birey bu konuda özgür değil; ergen bonobolar bir dişiyle seks yapabilmek için alfa erkeğine yalakalık yapıp izin almaya çalışırlar. Bu örnek her ne kadar erkek bonobolar üzerinden olsa da, bonobo topluluklarında ataerkil değil anaerkil bir düzen vardır. En fazla saygıyı dişi bonobolar görür, ve kiminle seks yapacağına kendileri karar verir.

Bonoboların toplumsal yaşamı üzerine okuyabileceğiniz epey ilginç şey var, hem zeki hem ilginç bir tür kendileri. Demokratik Kongo Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan bonoboların türleri tükenme tehlikesi altında olan canlılar arasında olduğunu da üzülerek ekleyeceğim.

Kitabı şiddetle öneriyorum ve zevk alacağınıza inanıyorum. Umarım yanılmam.

Aa bu arada; Bilim ve Ütopya dergisindeki son çevirilerimi Tüm Makaleler sayfasına ekledim. Çekilişle bir kişiye Bilim ve Ütopya Temmuz ve Haziran sayılarını hediye edeceğim. Katılmak isterseniz Twitter üzerinden şeyyapabilirsiniz, çekiliş tweeti aşağıda;

https://twitter.com/berfindagspace/status/884380322246402048

Keyifli okumalar, iyi tatiller!

Posted by Berfin Dağ

"Evren kadar atomdan oluşan ve evrende bir atom kadar olanım."

2 Yorum

  1. Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler.

    Cevapla

  2. ne kadar orjinal bir kitapmış
    çok güzel özetlemişsin
    sevgiler

    Cevapla

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir