Merhabalar arkadaşlar.

Uzun zamandır, yaptığım işleri yapmaya nasıl başladığım üzerine sorular alıyorum. “Nasıl başarılı olurum?”, “Kendimi nasıl geliştirebilirim?”, “Sen kendini nasıl geliştiriyorsun?”,”İleride X kurumunda/şirketinde X konumunda çalışmak istiyorum, nasıl ilerlemeliyim?” gibi sorular alıyorum her gün. Benim fikrimi almak isteyenleriniz oluyor. Genelde ortaokul ve lise döneminde olan arkadaşlardan mesaj alsam da genel bir yazı oluşturmaya çalıştım. Ben de, bu konuda kendi ilerlediğim yoldan bahsetmek istedim. Aslında bu, Roman Adamita ile yaptığımız röportajın devam yazısı. Bunu okuyorsanız, öncesinde röportajı okumanızı öneririm.

Ben de ileride ilgilendiğim dalda başarılı olmayı çok istiyorum. Sizin de bunu istediğinizden eminim. Ben bunun için sürekli çalışıyorum ama çalışmaktan kastım, sadece okul dersleri değil. Genel olarak kendimi olmak istediğim konuma hazırlıyorum diyebilirim. Siz de kendinizi geliştirmek istiyorsanız, yapmanız gereken temel şeyler var. ( Bana göre 🙂 ) Gelelim Berfin Abla’nın tavsiyeler köşesine;

  1. İleride bulunmak istediğiniz konumu belirleyin. Bu; “İleride NASA’da/Google’da/CERN’de çalışacağım.” gibi bir hedef olmalı. Yüksek veya alçak, vardığınızda size başardığınızı hissettirecek bir nokta olması önemli.
  2. Meslek edinmek istediğiniz konu üzerine yoğunlaşın. Yazılımcı mı olmak istiyorsunuz? Birilerinin sizi yazılımcı yapmasını bekleyemezsiniz. O konuya odaklanıp kendinizi bu konuda nasıl geliştireceğinizi bulmanız gerekiyor. Örneğin;
  • Bu konu üzerine kaynaklar edinin. Belgeseller, kitaplar, hatta arkadaşlıklar. Sizle aynı ilgi alanını paylaşan arkadaşlar bulmanız kendinizi ölçmenize, değerlendirmenize, bilgilerinizi paylaşmanıza ve hatalarınızı düzeltmenize yardımcı olacaktır. Belgeseller, konu ile ilgili temel şeyleri kavramanızı sağlayacak, kitaplar ise ömrünüzün sonuna kadar size bir şeyler katmaya hazır arkadaşlarınız olacaktır.
  • Bu alanda uzman insanlarla tanışın. Deneyimlerini sizinle paylaşması size güç verecektir. Bulunmak istediğiniz konum üzerine araştırmalar yapın ve orada bulunan insanlardan en azından biriyle iletişim halinde olun. Gençlere yardım etmekten, yol göstermekten ve tecrübelerini paylaşmaktan çekineceklerini düşünmüyorum. Kendi okudukları kitapları ve izledikleri belgeselleri sizinle paylaşmalarını rica ederek kendinizi geliştirebilirsiniz.
  •  İlgilendiğiniz bu konuyla ilgili etkinlikleri takip edin. Katılabiliyorsanız katılın. Bu, sizin gibi insanlarla tanışma şansı verecektir. Etkinlikleri bulma ve katılma konusunda sosyal medyanın çok büyük yardımları dokunacağı için, aktif olmaya ve takip etmeye çalışın. Sosyal medyayı ve interneti doğru kullanabilirseniz en büyük yardımcınız o olacaktır.
  • Konu hakkında fazla fikri olmayan insanlara bir şeyler anlatabilecek kadar bilgi edindiğinizde, bu bilgilerinizi sunmayı ve paylaşmayı öğrenin. Öz güveniniz size hayatınızın sonuna kadar lazım olacak. Arkadaş ortamında paylaşarak başladığınız bu iş sonraki yıllar okulunuzda veya başka yerlerde sunum yapmakla devam edebilir. İlgilendiğiniz alan dahilinde bir sunum hazırlayıp bunu okulunuzda konuyu merak eden diğer insanlara sunmak için öğretmenlerinizin desteğini isteyebilirsiniz. Hazır hissettiğinizde kendinizi okulun konferans salonunda yazılım veya dinozorlar üzerine sunum yaparken bulabilirsiniz. Bu bilgi birikimi gerektirebilir, evet. İlk maddelerde saydığım şeyleri uyguladığınız dönem boyunca yaptığınız her şey sizi bu ana hazırlıyor olacak. Bir dönem veya bir yıl sonra insanlara bu konuda bilgi verecek konuma gelebilirsiniz. Bunu yapabilmeniz, ilgi alanınızda katettiğiniz adımlara ve kendinize güvendiğinizin göstergesidir. Zaten ilk olarak ihtiyacımız olan da bu değil mi?

3.  Lisedeyseniz, okuyacağınız bölümü belirleyip okumak istediğiniz okulları bir kağıda yazarak çalışma masanızın karşısına asın. Bu sizi motive eder, beni ediyordu. 🙂 Bu okullarda bu bölümü okuyan insanlarla sosyal medya aracılığıyla iletişime geçin. Ben, Moleküler Biyoloji ve Genetik okuyorum ve bana bu konuda gelen tüm soruları yanıtlayabildiğim kadarıyla yanıtlıyorum. Ters yanıt alacağınızı pek düşünmüyorum çünkü ben lise öğrencisiyken üniversite öğrencilerini mesaj yağmuruna tutardım. Tıpkı bunu meslek edinmiş insanlara yaptığım gibi.

4.  Okul derslerinize önem verin. Dört dörtlük olsun demiyorum! Ama önemseyin ve boşlamayın. Takip edin ve ne işlediğinizi bilin. Gereken tekrarı yapın, sınavlara da gerektiği kadar çalışın. Röportaj başında okuduğunuz okulun onemi yok dedim ama bu hiç ders çalışmayın sadece ilgi alanınıza yönelin anlamına gelmiyor. “Okul dersleri ne işime yarayacak?” da demeyin. Okulda genel olarak temel bilimler öğretiliyor. Ileride ne meslek edinirseniz edinin, faydalı ve bilinçli bir birey olmak için temel bilimler bilmenin şart olduğunu düşünüyorum. Ve bu ülkenin sizin bilincinize ve açık fikirliliğinize ihtiyacı var. “Kafam almıyor!” diyorsanız, inanin sizin kafanızdan daha güzel bir şey yok çünkü o kafanın istediği zaman her şeyi yapabileceğini biliyoruz. Belki biraz üşeniyorsunuzdur. 🙂 Dersleriniz harika olsun, tam notlar alın demiyorum kesinlikle. Bahsettiğim şey ince bir çizginin üzerinde olmak. Çabaladığınızdan emin olun, yeter. Konuları sevmeye bakın, çünkü okul hayatı bitip gerçek hayata atladığınızda bu konular karşınıza çıkınca gerçek hayatta ne kadar zevkli ve basit şeyler olduğunu öğrendiğinizde “Keşke bunu lisedeyken bilseydim de en baştan pes etmez, yüksek not alırdım.” diyebiliyorsunuz. Derste işlediğiniz şeyler, dersteki halinden ibaret değil. Hayatınızla iç içe olan şeyler. Ama sistemin getirdiği bir şeydir ki; hayattan alınan kesitleri sadece tahtaya yazarak anlatmaya çalışmak, o konuların uzaydan geldiğini hissettiriyor. Sabah uyandıktan sonra yaptıklarınızı da öğretmeniniz tahtaya yazarak teorik olarak anlatsa, hayatınızdan bir parça değilmiş gibi bir his uyandırır. Bu yüzden dersleri sevmek istiyorsanız onları ders dışında da öğrenmeyi deneyin. Sizi olmak istediğiniz yere götürecek bazı sınavlar var. Sınavlar olması gerektiği gibi olmayabilir, ama o sınavın sizden istediği bilgilerin çoğu, geri kalan hayatınızda da sizi bir adım önde tutar. Bu konuda çabaladığınızdan emin olun, okulu sevmeseniz de ön yargılı davranmayın, potansiyelinizin farkında olamayabilirsiniz, zor sandığınız şeyler aslında kolaylıkla yapabileceğiniz seyler olabilir. Bunu anlamak sevmeyi denemekle olur, sevmekten korkmayın.

En sevdiğim görsel; Albert Einstein'ın çalışma masası.

En sevdiğim görsel; Albert Einstein’ın çalışma masası.

5.  Vee.. İstemediğiniz yeri, istemediğiniz okulu kazanmanız, her şeyin bittiği anlamına gelmeyebilir. Hatta üniversite kazanmaya da bilirsiniz. Roman’ın ne yaptığına bakın, liseyi bitirdikten sonra ilgi alanı doğrultusunda sıkılmadan ve umutsuzluğa kapılmadan çalışıp en iyi yere gelebilmiş. Neden siz de bir gün bu konumda olmayasınız? Nerede olursanız olun, tek amacınız kendinizi geliştirmek olsun. Sizi, kendinize kattığınız birikimden başka hiçbir şey ilerletemez.

girişimci

6.  Sizi yavaşlatan şeylerden, insanlardan uzak durun! O sizin bir tanecik, en sevdiğiniz arkadaşınız olabilir. Ama size zarar veriyorsa onu hayatınızdan çıkarın. Zarar vermekten kastım size uyuşturucu satması değil, (yani, uyuşturucu satmaya çalışıyorsa da uzak durun da, konumuz bu değil.) vaktinizi çalıyor ve aklınızı gereksiz fikirlerle dolduruyorsa mesafe koyun. Size hiçbir faydası olmayan arkadaşlıklar sadece vaktinizi çalar. Birlikte ilerleyebildiğiniz arkadaşlık ilişkileri kurun. Hala sevgilinizi düşünüp duruyor, onun yüzünden üzülüyorsanız onu hayatınızdan çıkarın. Hiçkimsenin sizi yavaşlatmasına izin vermeyin. İleride çok başarılı olacaksanız vaktinizin değerini bilin, yanlış insanlarla harcamayın. “Arkadaşımla küsüz, aklımdan çıkmıyor ama aynı zamanda beni çok da kırdı.” diyorsanız, ya da “Sevgilimden ayrıldım ama düşünmeden edemiyorum. Bu yüzden derslerim kötüleşti, uyku düzenim bozuldu.” diyorsanız; bana ulaşın da burnunuzu kırayım ben. 🙂  Yolda gördüğünüz ve sizi düşürme tehlikesi olan taşlara takılmaz ve üzerinden atlarsanız, yürümeye devam edebilirsiniz. Tecrübe edinmenize yardımcı olur mu? Olur, ama tecrübe edinmek için bir taşa bir kere takılmanız yetiyor. Sonrakiler takılmak istediğiniz için takıldığınız taşlar… Onlara takılmayın. Bırakın başkaları sizi kaybettiği için üzülsün. Kendinizi sevin ve kimseye kendinizden çok değer vermeyin.

7.  Kulüplerde ve topluluklarda aktif olmayı deneyin. İlgi alanınızla ilgili bir topluluk yoksa, kurabilirsiniz. Bu tecrübeler sizi ileride sahip olacağınız başarıya hazırlayacaktır.

8.  Girişimci olun! Yapabileceğinizi düşündüğünüz işlerde öne atılmaktan çekinmeyin, kendinize güvenin. Çekingenlik size her zaman kaybettirir bunu unutmayın. Liderlik etmeyi öğrenin.

girisimci-lider

8.  İngilizce.. İngilizce.. İngilizce.. Yabancı dil, şu an olmazsa olmaz gibi bir şey. Yapacağınız işin yabancı dile ihtiyacı olmasa bile yabancı dil bilmeniz o işe girme şansınızı artırır. Yurt dışında da eğitime devam etmek isteyenlere bunu anlatmama bile gerek yok, ikinci bir dili ana diliniz kadar bilmelisiniz. İngilizce bu noktada en önemli şey. İngilizce’nizi geliştirmek için elinizden ne geliyorsa yapın. Ardından başka bir dil de öğrenmeye başlayabilirsiniz. Yabancı dil öğrenmek o kadar önemli bir nokta ki, burada sadece çok önemli olduğunu söyleyip bunun üzerine başka bir yazı yazmayı düşünüyorum. O derece önemli yani, anladınız mı? Hatta şunu izleyin, yardımcı olacaktır. 🙂

9.  Başarılı olmak istiyorsanız, bazı şeylerin farkında olmayı, bazı şeylerin sandığınız kadar önemli olmadığını, bazılarının ise sandığınız kadar zor olmadığını anlamanız gerek. Bu ülkenin, hatta direkt insanlığın, sizin bilincinize, zekânıza ve başarınıza ihtiyacı var. Önce kendinizi geliştirin, ardından çevremizdekilere bunu aşılayın. Şu an benim yapmaya çalıştığım şey gibi… Gelişime açık bir insan olmanız, sizi aranan bir insan yapar. Bu da sizin iş aramanız yerine işin sizi istemesi gibi bir şey 🙂

Bu yazdıklarım, genel olarak konu başlıklarıydı. Herhangi bir konuda konuşmak ve yardım almak isterseniz elimden geldiğince destek olurum, siz yeter ki bir şeyler yapmak isteyin. Bana sosyal medya hesaplarımdan (sayfanın aşağısında duruyor olması lazım) ve iletişim kısmında duran mail adresimden ulaşabilirsiniz.

Hepinize başarılar! Gelecek sizin.

Ne demiş Spock? “Live long and prosper.” yani, Uzun yaşa ve başarılı ol.. 🙂

Star Trek, Spock

Star Trek, Spock

Posted by Berfin Dağ

"Evren kadar atomdan oluşan ve evrende bir atom kadar olanım."

One Comment

  1. Gerçekten etkileyici bir yazı olmuş.

    Cevapla

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir